Hotan Meşrebi
Taklamakan Çölünün güney sınırında yer alan Hotan (Hoten, Huten) şehri, içinde bulunduğu Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki diğer illere göre ulaşması daha zor olduğundan turist akınına uğramamış ve bu sâyede geleneklerini korumayı başarmıştır.
Hotan’da hayat İslâmiyetle iç içe geçer. Gün ezan sesi ile başlar, evlerden hâfızların sesleri yükselir, sûfî velîlerin eserleri dinlenir, semâ edilir ve hemen her buluşmada sûfî müziğine yer verilir. Hotan’da sûfî velîlerin türbeleri de halk için büyük önem taşır; birçoğu bir çeşit hac mahâli gibi kabûl görür ve sık sık dinî âyîn ve müzik icrâlarına ev sâhipliği yapar.
Destân
Hotan şehrinin özellikle Karakaş (Qaraqash) bölgesinde “dastân” olarak adlandırılan melodi ile hikâye okuma geleneği vardır. On iki İmâm’ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Alî (Hz. Hüseyin)’nin vefâtını anlatan Imâm Huseyn Dastânı, mezâr başında düzenlenen törenlerde söylenir. Imâm Huseyn Dastânı, Ubulhesen Memet (Ebû’l-Hasan Mehmet) tarafından sunulacaktır.
Meşrep
Hotan’ın bugüne kadar gelmeyi başaran geleneklerinin biri de meşrep adı verilen, misâfirlerin yemek ve müzik ile ağırlanması geleneğidir. Meşrep sözcüğü, “On iki Mugamın” âşıklar tarafından söylenen son kısmı (son selâmı) için kullanılır. Bu isimlendirmede, mugamların meşrep kısmında şiirlerine sıklıkla yer verilen şâir ve dervîş Meşreb’ın ismi de etkili olmuştur. Bir seyyâh olan Meşreb, şiirlerinde gezdiği yerler içinde en çok Hotan’a yer vermiştir.
Halka-sohbet
Hotan’ın en önemli İslâm geleneklerinden biri olan “helqe-sohbet”, “daire oluşturmak ve sohbet etmek” anlamına gelmektedir. Allah’ın isimlerinin zikredilmesi, ilâhîler söylenmesi, sâz çalınarak dans edilmesi, ağıt yakılması yolu ile bilinç üstü bir duruma ulaşma olarak açıklanabilecek helqe sohbet, bir tasavvuf geleneği olan semânın bir türüdür ve Hotan’da hayâtın bir parçasıdır. Bu gelenek, bugün kamuya açık alanlarda sürdürülmesi yasak olsa da hâlen evlerde devam ettirilmektedir. Bu geleneğin zaman zaman Meşrep ile birlikte icrâ edildiğini de görmek mümkündür.
Helqe-sohbet geleneğinin müzikal kısımlarında, büyük Velî Ahmed Yesevî’ye atıfta bulunulan dizelere, meşrep geleneğinde yer verilen ilâhîlere ve mutasavvıf velîler için yazılmış eserlere yer verilir. Zikir kısmında ise dâire oluşturulup ritim eşliğinde nefes alıp verilerek vecd hâline ulaşılmaya çalışılır. Bu hâlin sürdürülmesi için “Sapaya” adı verilen yüksek sesli bir enstrüman kulakların hemen yanında çalınır.
Mugam
Bugün on iki mugam (twelve muqam) olarak bilinen özgün repertuar (musical canon) Uygur müziğini temsîl etmektedir. Genellikle profesyonel müzisyenlerce büyük topluluklar hâlinde icrâ edilen ve tasavvufun etkilerinin kolaylıkla görülebildiği bu köklü gelenek eskiden olduğu gibi bugün de hâlen meşk yoluyla hocadan öğrenciye geçmektedir.
Meddâh
Şarkılar ve öyküler yolu ile İslâmî değerleri nesillerden nesillere aktaran meddâhlar, dînî hikâyeleri çoğunlukla halka açık yerlerde anlatırlar. Çoğunun bir evi, ailesi, irtibât bilgisi olmadığından âşık dervîşler olarak bilinirler.
Metin: Mu Qian