Ejaz Sher Ali Qawwal


Qawwali

X. yüzyılda Çiştî dervîşler arasında ortaya çıkan ve günümüze kadar dönüşerek gelen Qawwali, dînî içerikli mesajların mekândan mekânâ ve zamândan zamâna müzik aracılığı ile nakledilmesini sağlamış ve meydana getirdiği vecd hâli ile hem icrâ edenleri hem de dinleyenleri Yaradan'a yakınlaştırmıştır. İlâhî aşk, ayrılık, vuslat gibi konulardan bahseden bu müziğin metinleri sûfî evliyaların şiirlerinden alınır. Muazzam bir çeşitlilik barındıran Hint coğrafyasında Qawwali müziğinin İslâm'ın yayılmasına yardımcı olarak gelişmesi, bölgelerarası dil ve kültür farklarını aşan köprüler kurmasıyla mümkün olmuştur. Bu nedenle, Qawwali müzik geleneği tek bir dille sınırlı olmamış, sürekli diğer bölgelerin kelime ve kavramlarından yararlanarak repertuarını zenginleştirmiştir. Sonuç olarak, bugün bir Qawwali icrâsı sırasında İslâm şiirinin ana gövdesini oluşturan metinlerin dili olan Arapça ve Farsça ile birlikte Urduca, Pencabi başta olmak üzere yerel Hint dillerini duymak mümkündür. Qawwal (Qawwali icrâcısı), dilini iyi bilmediği bir yerde sanatını icrâ ederken dinleyici ile arasındaki dil sorununu aşıp mesajını iletebilmek, dinleyicilerde vecd hâli meydana getirebilmek için müzik ve ritme ağırlık vermiştir. Genelde şiirdeki bir ifâde ya da cümleye yoğunlaşıp, belli kelimelere ya da hecelere vurgu yaparak bunları tekrarlamak suretiyle metindeki mânâları belirtir, hemen ilk anda fark edilemeyenleri ifşâ eder. Cümleler, bütün anlamlar tükenip kelimeler anlamasızlaşana kadar tekrarlanır. Bu noktada Qawwal artık belli bir dile ait kelimelerle değil, müziğin evrensel diliyle konuşur. Güçlü sesler ve vecd hâline yaklaştıkça hızlanan ritimler, bu müziğin temel özellikleridir.

Qawwali müziği, uzun geçmişi boyunca birçok değişim geçirmiştir. Bugünkü hâli ile bir Qawwali topluluğunda 9-12 icrâcı bulunur. Bunlardan, biri esas diğerleri yardımcı olmak üzere iki ilâ üç tanesi ses sanatçısıdır. Ayrıca bir ya da iki Harmonyum, bir tane de ritim saz bulunur. Ritim saz olarak genelde Tabla kullanılır. Harmonyum kullanılmaya başlanılmadan önce, Qawwali şarkılarına Hint geleneksel sazlarından Sarangi ile eşlik edilirdi. Sonradan, şarkı aralarında tekrar akort edilmesi gereken Sarangi yerine, buna ihtiyaç duyulmayan Harmonyum kullanılmaya başlanmıştır. Qawwali müziğinin önemli unsurlarından birisi de, Tablaya eşlik ederek el çırpan dört ilâ altı kişiden oluşan ses gurubudur. Bu okuyucular aynı zamanda metindeki önemli kısımları tekrarlar. Qawwal, icrâ esnâsında müziğe yavaştan başlayıp düzenli olarak hızını artırarak heyecan seviyesini giderek yükseltir. Qawwali müzikleri, metinlerin içeriğine göre sınıflandırılır. Hamd (Yaradan'a övgü), naat (Peygamber'e övgü), menkıbe (İmam Ali başta olmak üzere evliyâların hikâyeleri ve övgüler), mersiye (yas müzikleri -özellikle Kerbelâ'da öldürülen İmam Hüseyin ve ailesi için-), gazel (mecâzlı, ilâhî aşkı anlatan müzikler) bunlardan bazılarıdır. Yakın dönemde yetişen Qawwallar içinde en öne çıkan, aynı zamanda Qawwali'yi dünyanın her yerinde dinlenen bir müzik hâline getiren merhûm Nusrat Fateh Ali Khan'dır.

Metin, Adam Nayyar'ın "Qawwali Tarihi" başlıklı makalesinden özetlenmiştir.

Ejaz Sher Ali Khan (İcâz Şîr Alî Han)

Qawwali müziğinin son dönemde yetişen en önemli ses sanatçılarından biri olan Ejaz Sher Ali Khan, tarz olarak Hindustân (Kuzey Hint) Klâsik Müziği'nin Talvandi ekolünün takipçisidir. Ejaz bu müziği, Qawwali geleneğini yaşatan bir ailenin çocukları ve aynı zamanda Nusrat Fateh Ali Khan'ın babası Fateh Ali Khan'ın da talebeleri olan babası Üstâd Sher Ali Khan ve amcası Üstâd Mehr Ali Khan’dan meşk etmiştir.

Babası ve amcası ile dünyanın dört bir tarafında Qawwali icrâ etme fırsatı bulan Ejaz’ın bu konseri, babası ve amcasının icâzetini alarak Pakistan dışında kendi adına vereceği ilk geleneksel Qawwali konseri olması bakımından ayrı bir önem taşımaktadır.