Münşid İlâhîleri ve Zikir - Nil Sûfîleri
Programın ilk kısmında, Mısır'ın meşhûr sûfî mugannîlerinin geleneğinden gelen Şeyh Hamed Ahmad ud, kaval, tabla ve rik çalan dört müzisyen eşliğinde sûfî müziği icrâ edecek.
İkinci kısımda münşid Ahmad ve Ramadan Abdelnâbi kardeşler, suffara adlı üflemeli sazlar ve ritim sazları eşliğinde sûfî dervîşlerin âyînini sergileyecekler. Bu gösteri ile yukarı Mısır'ın zengin halk geleneği çerçevesinde şekillenmiş, Arap dünyasında eşine rastlanmayan bölge sûfîlerinin zikir ve hadra gelenekleri izlenebilir.
Bir akşam vakti, az ışıklandırılmış bir köy meydanında, zâhirî değil derûnî duyguları dile getiren bir sesle bir münşid ilâhî okur. Karşısında kadîm bir kabileden çıkıp gelmiş gibi duran sûfîler, ileri geri ve yanlara sallanmaktadırlar. Bu hâfî-kıyâmî zikir, gittikçe hızlanarak yoğunlaşacak, kollar ve omuzlarla yapılan bir devrâna dönüşecek, zikrin başında düzensiz ve sessiz olan nefesler, eşzamanlı, heyecanlı ve derîn bir cehrî-kıyâmî-devrânî zikre dönüşecektir.
Bu bölgenin tasavvuf akımları, ya Bedevîliğin kurucusu Ahmed el-Bedevî'ye, ya Rufâîliğin kurucusu olan Ahmed er-Rufâî'ye ya da Ebu’l-Hasan el-Şâzelî’ye dayanır. Tüm bu akımların mensûbları, zikirlerde münşidlik yapan zatlara saygı gösterirler. Zikirler esnâsında söylenen büyülü sözler, herkesi kendinden geçiren bir ilhâm kaynağıdır. İnşâd, yani münşidlerin kutsal müzik eserleri, bütün âyînlerin merkezindedir. Münşid aynı zamanda zikirin heyecanını bu ilâhîlerle idâre eder. Bu sebeple inşâd müzikal açıdan kuralsız, serbest ve irticâlidir.
Zikirlerde yer alan sazlar da aynı şekilde, Mısır Arap müziğinin makâm kalıpları ve kâfiye denilen melodik ritimlerini kullanarak, âyînin gidişâtına göre, belli anlardaki heyecânı ifâde edip vurgulayacak şekilde irticâli bir icrâ yaparlar. Ama her hâlükârda, sazlar da münşidi tâkip ederler ve zaten eşlik eden saz grubu onun inşâd tekniğine uygun olarak oluşturulmuştur. Daf, naqzaran (zahmelerle çalınan bir bakır vurmalı saz), raq (minik ziller takılmış küçük bir def) ya da kaval, bu saz grubunda en çok yer alan sazlardır. Saz grubunda Mısır tablası, ud ve bâzan kânûn da yer alabilir. Bu âyînlerde yer alan müzisyenler, virtüözite sergilemekten ziyâde, münşidin sesinin ve zikirin etkisini artırmayı amaçlayan, kendini adamış âşıklardır.
Münşidlerin ilâhîleri genellikle peygamberlerin menkîbelerini anlatır. Kelimeler, bu menkîbelerde adı geçenlerin hislerini, ilâhî aşkı, vecdin neşesini ve aşkın etkisini dinleyene en doğru şekilde hissettirecek tarzda vurgulanır, bu amaçla kelimeler eğilip bükülür, münşidin ağzında her defasında yeni baştan şekillenir. İbtihâlât (serbest şiir formunda yalvarma), Tevâşîh (münşid ile eşlik edenler arasında karşılıklı atışma ile icrâ edilen şiirler) ve Kıssa (dini hikâyeler) bu icrânın aşamalarıdır.